Metaverse kavramı artık derinlere işledi, ancak çoğu insanın anlayışı hala büyük şirketler tarafından oluşturulan sanal eğlence alanlarıyla sınırlıdır. Ancak, Somnia Network bu geleneksel anlayışı alt üst ediyor ve tamamen yeni bir metaverse modeli yaratıyor.

Somnia'nın temel felsefesi, ne kadar çok sahne inşa edildiği değil, kullanıcıya Metaverse inşacısı olma yeteneği vermektir. Bu yenilikçi düşünce, her katılımcının özgürce içerik oluşturabileceği ve eserlerine gerçekten sahip olabileceği bir "yaratıcı evren" şekillendiriyor.

Mevcut Web2 ortamında, içerik üreticileri genellikle dezavantajlı bir konumdadır. Roblox, Minecraft ve Fortnite gibi platformlar örnek alınırsa, yaratıcılar dünyalar inşa edebilir ve içerik oluşturabilir, ancak gelir dağıtım hakkı hala platformun elindedir. Yaratılan eserler oldukça popüler olsa bile, değerinin büyük bir kısmı şirketler tarafından ele geçirilmektedir ve yaratıcılar "platform işçileri" haline gelmektedir. Bu modelde, kullanıcıların yaratıcılığı tam olarak kullanılmakta ancak hak ettikleri mülkiyeti elde edememektedirler.

Somnia'nın benzersizliği, kullanıcı tarafından üretilen içeriği (UGC) zincir üzerindeki varlıklara dönüştürmesidir. İster sahne, ister nesne, ister karakter, isterse bir müzik parçası olsun, tüm yaratımlar blok zincirinde kaydedilecek ve yaratıcıların gerçekten sahip olduğu dijital varlıklar haline gelecektir. Bu mülkiyet, platformun taahhütlerine bağlı değildir, aksine değiştirilemez blok zinciri teknolojisine dayanmaktadır. Bu şekilde, yaratıcılar nihayet platformun "bağımlı" kimliğinden kurtulmuş ve eserlerinin tam haklarını elde etmişlerdir.

"Herkesin dünyayı yaratabileceği" vizyonunu gerçekleştirmek için, Somnia tam bir yaratım aracı ve yazılım geliştirme kiti (SDK) sunmaktadır. Bu araçlar, yaratımın eşiğini büyük ölçüde düşürerek, teknik yeterliliği sınırlı olan kullanıcıların bile Metaverse'ün inşasına katılabilmesini sağlıyor.

Somnia Network'in bu yenilikçi modeli yalnızca yaratıcıların motivasyonunu artırmakla kalmıyor, aynı zamanda Metaverse'in gelişimine yeni bir canlılık katıyor. Daha açık, adil ve merkeziyetsiz bir dijital dünyanın olasılığını sergiliyor; burada yaratıcılık ve mülkiyet sıkı bir şekilde birleşiyor ve geleceğin sanal ekonomisine tamamen yeni bir paradigma sunuyor.