Ne büyük bir manzara bizi bekliyor! 2025 Küresel Riskler Raporu'nu yeni okudum ve kanım kaynıyor. "Uzmanlar" konforlu ofislerinde "uzun vadeli perspektiflerden" bahsederken, gerçek dünya gözlerimizin önünde çöküyor.
Anket katılımcılarının %23'ü, 2025 için en büyük tehdidin devletler arasındaki silahlı çatışmalar olduğunu belirtiyor. Cidden mi? Ne sürpriz! Sanki etrafta savaşlar görmüyormuşuz gibi, politikacılar silah sözleşmeleriyle ceplerini dolduruyor.
Aşırı hava olayları %14 ile ikinci sırada yer alıyor. Daha önce asla selin olmadığı bir bölgede yaşıyorum ve şimdi her yıl hasat kaybediyoruz. Ama sakin olun, evlerimiz su altında kalırken iklim değişikliğinin var olup olmadığını tartışmaya devam edelim.
Ve coğrafi ekonomik çatışmayı unutmayalım (8%). Büyük ekonomik güçler hayatlarımızla satranç oynarken, biz küçük yatırımcılar her yeni "para" stratejisi ile birikimlerimizin nasıl buharlaştığını izliyoruz.
En rahatsız edici olanı, bu raporların "kısa vadeli krizlerin" uzun vadeli tehditlerin dikkatini dağıttığını belirtmesidir. Tabii ki! Gelecek yılın 2050'de olacağız diye endişelenme lüksüne sahipmişiz gibi, önümüzdeki ay faturaları ödeyip ödemeyeceğimizi bile bilmeden.
Ve bu arada, finansal pazarlar roller coaster'larına devam ediyor. Artık tasarruflarımı yastığın altına mı koyacağımı yoksa bu "pro"ların asla gelecek hiçbir krizi görmediği dijital varlıklarla risk almayı mı tercih edeceğimi bilmiyorum.
Bir sonraki sefer bu raporlardan birini okuduğumda, bunu bir kasırga yüzünden evini kaybetmiş ya da bir çatışmanın sınırında yaşayan birinin yazmasını isterim, ivory kulelerden dünyaya bakan analistlerin değil.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Küresel Riskler 2025: Üzerimize Gelen Fırtına
Ne büyük bir manzara bizi bekliyor! 2025 Küresel Riskler Raporu'nu yeni okudum ve kanım kaynıyor. "Uzmanlar" konforlu ofislerinde "uzun vadeli perspektiflerden" bahsederken, gerçek dünya gözlerimizin önünde çöküyor.
Anket katılımcılarının %23'ü, 2025 için en büyük tehdidin devletler arasındaki silahlı çatışmalar olduğunu belirtiyor. Cidden mi? Ne sürpriz! Sanki etrafta savaşlar görmüyormuşuz gibi, politikacılar silah sözleşmeleriyle ceplerini dolduruyor.
Aşırı hava olayları %14 ile ikinci sırada yer alıyor. Daha önce asla selin olmadığı bir bölgede yaşıyorum ve şimdi her yıl hasat kaybediyoruz. Ama sakin olun, evlerimiz su altında kalırken iklim değişikliğinin var olup olmadığını tartışmaya devam edelim.
Ve coğrafi ekonomik çatışmayı unutmayalım (8%). Büyük ekonomik güçler hayatlarımızla satranç oynarken, biz küçük yatırımcılar her yeni "para" stratejisi ile birikimlerimizin nasıl buharlaştığını izliyoruz.
En rahatsız edici olanı, bu raporların "kısa vadeli krizlerin" uzun vadeli tehditlerin dikkatini dağıttığını belirtmesidir. Tabii ki! Gelecek yılın 2050'de olacağız diye endişelenme lüksüne sahipmişiz gibi, önümüzdeki ay faturaları ödeyip ödemeyeceğimizi bile bilmeden.
Ve bu arada, finansal pazarlar roller coaster'larına devam ediyor. Artık tasarruflarımı yastığın altına mı koyacağımı yoksa bu "pro"ların asla gelecek hiçbir krizi görmediği dijital varlıklarla risk almayı mı tercih edeceğimi bilmiyorum.
Bir sonraki sefer bu raporlardan birini okuduğumda, bunu bir kasırga yüzünden evini kaybetmiş ya da bir çatışmanın sınırında yaşayan birinin yazmasını isterim, ivory kulelerden dünyaya bakan analistlerin değil.