Gerçek dünya varlıklarının (RWA) blok zincirine aktarılmasından bahsedildiğinde, birçok kişi varlıkları blok zincirine yalnızca ihraç etmenin görevi tamamladığını düşünebilir. Ancak bu, aslında sürecin sadece başlangıcıdır. Eğer bir varlık token'ı tek bir zincirle sınırlı kalırsa, likiditesi ciddi şekilde kısıtlanır ve işlem yapan taraflar az olduğunda, bu token'ın gerçek değeri sıfıra yaklaşır.
Geçmişte, tahviller, gayrimenkul veya karbon kredileri gibi varlıkların blockchain'e aktarılması projelerinin karşılaştığı en büyük zorluk, ihraç işleminin kendisi değil, ihraç sonrası uygulama senaryolarının yetersizliğiydi. Bu sorun, RWA projelerinin başarısında likiditenin kritik rolünü vurgulamaktadır.
Dikkat çekici bir nokta, Plume projesinin beyaz kitabının, varlıkların likiditesini daha geniş bir ekosisteme yayma amacını taşıyan zincirler arası etkileşimin önemini özellikle vurgulamasıdır. Bu stratejik konumlandırma, Plume'un sadece özel bir RWA zinciri inşa etmeye odaklanmadığını, aynı zamanda zincir üzerindeki varlıkların serbest dolaşımının merkezi bir merkezi olmayı hedeflediğini göstermektedir.
Likiditenin, yalnızca varlık ihraç etmekten daha önemli olmasının nedeni, finansal piyasanın temel değerleriyle doğrudan ilişkili olmasıdır. Bir tahvilin yalnızca yüksek raflarda tutulduğunu veya tokenleştirilmiş bir gayrimenkul payının yalnızca bir kamu zincirinin köşesinde sessizce uyuduğunu hayal edin; bu varlıklar, kullanıcılar ve kurumsal yatırımcılar için büyük ölçüde cazibesini kaybedecektir. Gerçekten değerli varlıklar, her an alım satım, ipotek veya kombinasyon yapabilmeli; işte bu, finansal piyasanın özüdür.
Ancak, birçok RWA projesi, varlık tokenizasyonunu başarıyla gerçekleştirdikten sonra genellikle likidite yetersizliği sorunuyla karşılaşmaktadır. Bu durumda, işlem derinliğinin yetersiz olması, kullanıcıların alım satım yaparken büyük kayma riskiyle karşılaşmasına neden olurken, aynı zamanda ana akım DeFi protokollerine erişim sağlayamadıkları için bu varlıkların merkeziyetsiz finansın avantajlarından tam olarak yararlanması da zorlaşmaktadır.
Bu nedenle, RWA projeleri için tek zincirin sınırlamalarını aşmak ve zincirler arası işbirliği sağlamak, yalnızca varlıkların likiditesini önemli ölçüde artırmakla kalmaz, aynı zamanda kullanıcılara daha çeşitli finansal hizmetler sunar. Bu yaklaşım, geleneksel RWA projelerinin karşılaştığı likidite sorunlarını çözme potansiyeline sahip olup, gerçek dünya varlıklarının blok zinciri alanında uygulanması için yeni bir gelişim yönü açar.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
14 Likes
Reward
14
7
Repost
Share
Comment
0/400
Escapism
· 11h ago
güzel pozisyonu artırınondo
View OriginalReply0
EntryPositionAnalyst
· 14h ago
İş var, şimdi plume'un ne kadar uzağa gidebileceğine bakacağız.
View OriginalReply0
GasWaster
· 14h ago
Aptallar enayi olarak kabul edilir RWA 0 kuş kullanımı
View OriginalReply0
staking_gramps
· 14h ago
plume yeterli, ona dikkat et.
View OriginalReply0
FloorPriceNightmare
· 14h ago
Likidite hayattır.
View OriginalReply0
liquiditea_sipper
· 14h ago
Tek zincirli RWA, Bitcoin almakta daha iyidir.
View OriginalReply0
BrokenDAO
· 14h ago
Cross-chain White Paper güzel bir şekilde övülüyor, ama bu, kendini birkaç tekneye bağlamanın devrilmekten kaçınmak için yeterli olduğu gibi bir şey mi?
Gerçek dünya varlıklarının (RWA) blok zincirine aktarılmasından bahsedildiğinde, birçok kişi varlıkları blok zincirine yalnızca ihraç etmenin görevi tamamladığını düşünebilir. Ancak bu, aslında sürecin sadece başlangıcıdır. Eğer bir varlık token'ı tek bir zincirle sınırlı kalırsa, likiditesi ciddi şekilde kısıtlanır ve işlem yapan taraflar az olduğunda, bu token'ın gerçek değeri sıfıra yaklaşır.
Geçmişte, tahviller, gayrimenkul veya karbon kredileri gibi varlıkların blockchain'e aktarılması projelerinin karşılaştığı en büyük zorluk, ihraç işleminin kendisi değil, ihraç sonrası uygulama senaryolarının yetersizliğiydi. Bu sorun, RWA projelerinin başarısında likiditenin kritik rolünü vurgulamaktadır.
Dikkat çekici bir nokta, Plume projesinin beyaz kitabının, varlıkların likiditesini daha geniş bir ekosisteme yayma amacını taşıyan zincirler arası etkileşimin önemini özellikle vurgulamasıdır. Bu stratejik konumlandırma, Plume'un sadece özel bir RWA zinciri inşa etmeye odaklanmadığını, aynı zamanda zincir üzerindeki varlıkların serbest dolaşımının merkezi bir merkezi olmayı hedeflediğini göstermektedir.
Likiditenin, yalnızca varlık ihraç etmekten daha önemli olmasının nedeni, finansal piyasanın temel değerleriyle doğrudan ilişkili olmasıdır. Bir tahvilin yalnızca yüksek raflarda tutulduğunu veya tokenleştirilmiş bir gayrimenkul payının yalnızca bir kamu zincirinin köşesinde sessizce uyuduğunu hayal edin; bu varlıklar, kullanıcılar ve kurumsal yatırımcılar için büyük ölçüde cazibesini kaybedecektir. Gerçekten değerli varlıklar, her an alım satım, ipotek veya kombinasyon yapabilmeli; işte bu, finansal piyasanın özüdür.
Ancak, birçok RWA projesi, varlık tokenizasyonunu başarıyla gerçekleştirdikten sonra genellikle likidite yetersizliği sorunuyla karşılaşmaktadır. Bu durumda, işlem derinliğinin yetersiz olması, kullanıcıların alım satım yaparken büyük kayma riskiyle karşılaşmasına neden olurken, aynı zamanda ana akım DeFi protokollerine erişim sağlayamadıkları için bu varlıkların merkeziyetsiz finansın avantajlarından tam olarak yararlanması da zorlaşmaktadır.
Bu nedenle, RWA projeleri için tek zincirin sınırlamalarını aşmak ve zincirler arası işbirliği sağlamak, yalnızca varlıkların likiditesini önemli ölçüde artırmakla kalmaz, aynı zamanda kullanıcılara daha çeşitli finansal hizmetler sunar. Bu yaklaşım, geleneksel RWA projelerinin karşılaştığı likidite sorunlarını çözme potansiyeline sahip olup, gerçek dünya varlıklarının blok zinciri alanında uygulanması için yeni bir gelişim yönü açar.