2 Ekim'de, Amerikan siyaset dünyası absürt bir siyasi komediye daldı. İki parti arasındaki sert tartışmalar nedeniyle hükümet zorunlu olarak kapandı ve Trump, süresiz kapanmalar ve işten çıkarmalar olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Ancak, bununla zıt bir şekilde, Wall Street'te bir coşku hâkimdi. Dow Jones Endeksi, Nasdaq Endeksi ve S&P 500 Endeksi topluca yükseldi ve tarihi zirvelerini gördü. Bu siyasi 'yangın' ile sermaye 'şenliği' arasındaki bu çelişki, Amerikan siyasi ve ekonomik ilişkileri üzerine derin düşüncelere yol açtı.
Öncelikle, siyasi alan ile sermaye piyasası arasında bir tür 'ayrışma' meydana geldiği görülüyor. Siyasi arenada, iki parti müzakere kozlarını artırmak için hükümeti durma noktasına getiriyor. Trump işten çıkarma tehdidinde bulunuyor ve Beyaz Saray da durumun kritik olduğunu açıkça belirtiyor. Bu arada, yatırımcılar bu siyasi şova sanki gözlerini kapatmış gibi, hükümetin duraklamasının sadece 'kısa bir ara' olduğunu düşünüyorlar. Fed'in 'temkinli bir şekilde faiz indirme' vurgusu bile borsa yükselişini durdurmaya yetmedi. Bu durum, piyasanın hükümetin yeteneklerine dair beklentisinin düştüğünü ve siyasi faktörleri artık ana bir değerlendirme unsuru olarak görmediğini yansıtıyor.
İkincisi, detaylarda bazı ilginç fenomenler gizli. Örneğin, Çin merkezli hisseler tersine yükseliyor, Nasdaq Çin Altın Ejderha Endeksi %1.06 artış gösteriyor ve bu da sermaye akışının siyasi sınırları hafiflettiğini gösteriyor. Teknoloji hisseleri arasında bir ayrışma var; Meta ve Broadcom hisseleri yükselirken, Tesla düşüyor, bu da fonların 'belirginlik' daha yüksek olan alanlara kaydığını yansıtıyor. Aynı zamanda, Fed'in 'temkinli faiz indirimine' yönelik açıklaması da siyasi baskılara karşı ince bir direniş olarak yorumlanabilir.
Ancak, bu fenomen aynı zamanda düşünülmesi gereken bir dizi soru da ortaya çıkarıyor. Pazarın siyasi başarısızlıklara karşı olan 'alışkanlığı', benzer skandalların daha fazla yaşanmasına mı yol açacak? Bu hükümet kapanması, gelecekte daha uzun süreli kapanmaların olabileceğinin bir belirtisi mi? Dünyanın en büyük ekonomisi olan Amerika Birleşik Devletleri'nin, siyasi boşluğa karşı 'uyumu' gerçekten bir evrim mi yoksa bir hastalık mı? Bu soruların cevapları, hem Amerika'nın hem de küresel ekonomik yapının üzerinde derin etkiler yaratacaktır.
Genel olarak, bu olay yalnızca Amerikan siyasi sistemine bir 'stres testi' değil, aynı zamanda ekonomik dayanıklılığına bir sınavdır. İki partinin siyasi mücadelesi nihayetinde halkın refahını tehlikeye atıyor ve piyasanın tepkisi ise sermayenin siyasi karmaşaya karşı bir tür 'bağışıklığını' yansıtıyor. Bu karmaşık siyasi ve ekonomik ilişki, şüphesiz önümüzdeki bir süre boyunca sıcak bir konu haline gelecektir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
13 Likes
Reward
13
7
Repost
Share
Comment
0/400
GhostAddressMiner
· 3h ago
Hımm, fon akışının daha önceden bir işareti vardı. Üç ay önce büyük miktarda kurum cüzdanı hareketliliğini takip ettik.
View OriginalReply0
MetaMaskVictim
· 14h ago
Kapitalist güldü
View OriginalReply0
NotFinancialAdvice
· 15h ago
Donald Trump yine bu tuzağı hazırladı.
View OriginalReply0
SatoshiSherpa
· 15h ago
Sermaye artık anladı!
View OriginalReply0
TokenSleuth
· 15h ago
Wall Street gerçekten ABD hükümetinin bu komedisini ciddiye almıyor.
View OriginalReply0
Ser_This_Is_A_Casino
· 15h ago
Emiciler Tarafından Oyuna Getirilmek的戏码又开始咯
View OriginalReply0
MindsetExpander
· 15h ago
Siyaset bu kadar karmaşık hale geldiğinde, Wall Street hâlâ orada delicesine yükseliş yapıyor.
2 Ekim'de, Amerikan siyaset dünyası absürt bir siyasi komediye daldı. İki parti arasındaki sert tartışmalar nedeniyle hükümet zorunlu olarak kapandı ve Trump, süresiz kapanmalar ve işten çıkarmalar olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Ancak, bununla zıt bir şekilde, Wall Street'te bir coşku hâkimdi. Dow Jones Endeksi, Nasdaq Endeksi ve S&P 500 Endeksi topluca yükseldi ve tarihi zirvelerini gördü. Bu siyasi 'yangın' ile sermaye 'şenliği' arasındaki bu çelişki, Amerikan siyasi ve ekonomik ilişkileri üzerine derin düşüncelere yol açtı.
Öncelikle, siyasi alan ile sermaye piyasası arasında bir tür 'ayrışma' meydana geldiği görülüyor. Siyasi arenada, iki parti müzakere kozlarını artırmak için hükümeti durma noktasına getiriyor. Trump işten çıkarma tehdidinde bulunuyor ve Beyaz Saray da durumun kritik olduğunu açıkça belirtiyor. Bu arada, yatırımcılar bu siyasi şova sanki gözlerini kapatmış gibi, hükümetin duraklamasının sadece 'kısa bir ara' olduğunu düşünüyorlar. Fed'in 'temkinli bir şekilde faiz indirme' vurgusu bile borsa yükselişini durdurmaya yetmedi. Bu durum, piyasanın hükümetin yeteneklerine dair beklentisinin düştüğünü ve siyasi faktörleri artık ana bir değerlendirme unsuru olarak görmediğini yansıtıyor.
İkincisi, detaylarda bazı ilginç fenomenler gizli. Örneğin, Çin merkezli hisseler tersine yükseliyor, Nasdaq Çin Altın Ejderha Endeksi %1.06 artış gösteriyor ve bu da sermaye akışının siyasi sınırları hafiflettiğini gösteriyor. Teknoloji hisseleri arasında bir ayrışma var; Meta ve Broadcom hisseleri yükselirken, Tesla düşüyor, bu da fonların 'belirginlik' daha yüksek olan alanlara kaydığını yansıtıyor. Aynı zamanda, Fed'in 'temkinli faiz indirimine' yönelik açıklaması da siyasi baskılara karşı ince bir direniş olarak yorumlanabilir.
Ancak, bu fenomen aynı zamanda düşünülmesi gereken bir dizi soru da ortaya çıkarıyor. Pazarın siyasi başarısızlıklara karşı olan 'alışkanlığı', benzer skandalların daha fazla yaşanmasına mı yol açacak? Bu hükümet kapanması, gelecekte daha uzun süreli kapanmaların olabileceğinin bir belirtisi mi? Dünyanın en büyük ekonomisi olan Amerika Birleşik Devletleri'nin, siyasi boşluğa karşı 'uyumu' gerçekten bir evrim mi yoksa bir hastalık mı? Bu soruların cevapları, hem Amerika'nın hem de küresel ekonomik yapının üzerinde derin etkiler yaratacaktır.
Genel olarak, bu olay yalnızca Amerikan siyasi sistemine bir 'stres testi' değil, aynı zamanda ekonomik dayanıklılığına bir sınavdır. İki partinin siyasi mücadelesi nihayetinde halkın refahını tehlikeye atıyor ve piyasanın tepkisi ise sermayenin siyasi karmaşaya karşı bir tür 'bağışıklığını' yansıtıyor. Bu karmaşık siyasi ve ekonomik ilişki, şüphesiz önümüzdeki bir süre boyunca sıcak bir konu haline gelecektir.